Doğum fotoğrafları Ceyhan Çiftçioğlu
Avrupa Florence Nightingale Hastanesi
Normal doğum
Bebek: Ceyhan Çiftçioğlu
3340 gr. 52 cm.
Doktor Herman İşçi
Doğum fotoğrafçısı: Özlem Turan
Devamını oku»Doğum fotoğrafları Efe Büyük
Efe Büyük
Ataşehir Şifa hastanesi
3680 gr. 51 cm
Genel anestezi sezeryan
Doktor: Arkun Hanlıoğlu
Devamını oku»Doğum fotoğrafları Selin Çaka
Selin Çaka
24 Kasım 2011 saat 11:09
3260 gr. 48 cm.
Medikal park Göztepe hastanesi
Devamını oku»Doğum fotoğrafları Azra Akgün
Doğumhane de 10 kaplan gücünde:
Ah normal doğumlar ve şu an üzerimdeki zaman baskısı “Özlem dur şu an blog yazacak zamanın mı var yetiştireceğin kaç edit albüm dururken ne yapıyorsun diyen” şeytan mı melek mi bilemediğim ses … Sesi biraz kıstım hızlı hızlı gönlümden geldiğince yazacağım Azra’nın doğumunu. Azra aslında Ayça‘nın bebişi olacaktı ama bana kısmetmiş:) Çarşamba günü Ayça beni aradı “Özlem perşembe müsait misin” “evet dedim müsaitim” “gece 12 de bir anneme suni sancı verecekler sabah doğar heralde bebiş” “OK dedim giderim” telefonu kapattım eski ev arkadaşımın eşi aradı “Özlem yarın 2. bebişimiz geliyor gelir misin senin fotoğraflamanı istiyoruz” ” ne yazık ki müsait değilim” dedim aslında her 2 doğumada yetişebileceğimi bilmeden:( bunlar da normal doğumların cilveleri işte ve bekleyiş başladı tüm gece uyur uyanıktım hatta Ayça gece 2:30 da başka bir doğuma gitmiş mesaj atmış ” acil bir durum olursa burdayım diye” onunla mesajlaştım…Sabah oldu bir heyecan ama arayan soran yok ben aradım, yok hiç bir gelişme yok, doğum başlamıyor, ben bu bekleyişte 2 edit bitirdim, derken saat 15:43 “Yok Özlem hanım 3,5 cm deyiz yarına mı kaldı bilmiyorum yarın müsait misiniz” dedi Yıldız hanım ben de ” İyi düşünün bebeğimi hemen kucağıma alacağım herşey güzel hızlı ilerleyecek diye düşünün” dedim ve telefonu kapattım. Ne yapsam biraz kafamı dağıtayım diye düşünürken işleri toparladım çantam kapı kenarında her an çıkacak şekilde beklerken saat 17:21 bir telefon daha “Özlem hanım 9,5 cm gelin ” çok çok hızlı bir şekilde Amerikan hastanesine vardım sanırım 35 dakikada, hemen doğumhaneye koştum baktım bir koşuşturmaca yok, odaya girdim ve dedim ki yok bu gece burdayız hatta gece yarısı sezeryana bile döneriz . Ve bu doğumun hikayesi o an başladı bir annenin gücü metaneti nasıl büyük tekrar görmüş oldum. Ben hastaneye yetişme maratonunun ardından derin bir nefes aldım , tatlı anneanne ve teyze ile tanıştım ve her annenin yaptığı gibi Yıldız hanım da beni görünce hemen makyaj yapmalıyım dedi biraz makyaj yaptı,o makyaj yaparken benim biraz daha bekleyeceğimize dair inancım bir kat daha arttı:) Bu kadar da olmazdı canım insan doğuma girmeden bu kadar kendinde olur muydu:) ne doğumlar görmüştüm ama bu kadar rahatlık bana bile fazla gelmişti:) sonra doktor Ziya muayeneye geldi birkaç ıkındırma yaptı ” doğumhaneye gidelim” dedi ben biraz şaşırdım erken gidiyoruz gibi geldi ama işte normal doğum yapmış ve bu kadar normal doğum fotoğraflamış biri olarak bile hala bebişler ve anneler beni şaşırtmaya devam ediyor. Anneyi görseniz ince narin prenses ama doğumhanede bin kaplan gücünde:)
Doğumhaneye girdik anne öyle metanetli öyle kontrollü ki ben bakıyorum doktor Ziya’nın sözlerinden de herşeyin çok iyi gittiğini anlıyorum ama inanamıyorum. Bu arada anne baba kenetlenmiş birbirinden güç alır sessiz ama enerji topu halindeler:) en sevdiğim doğumlardan:) baba kordonu ben keseceğim dedi ama ben ona da çok inanamıyorum şok geçirecek paralize olacak kesemicek diye düşünüyorum. Şimdi yazdıklarımı tekrar okuduğumda doğal doğuma olan inancımı ne kadar yitirmiş olduğumu görüyorum evet ama böyle oluyor her doğumda ayrı birşey etkiliyor beni, bir hafta sezeryan iyidir diyorum, bir hafta doğal doğum muhteşem diyorum:) yaşadıklarımdan etkilenmemek mümkün değil kabul edersiniz ki. Ama her zaman yine de şunu söylüyorum normal sezeryan önemli değil sağlıklı mutlu doğum olsun:) Ve Cengiz bey giriyor doğumhaneye normal doğumda çok çok güvendiğim enerjisiyle her girdiği ortamı değiştiren sevdiğim doktorlardan… Girdiği gibi ” ooo doğmuş bu bebek hadi ıkın diyor ve şu an bu odadaki en güçlü kişi anne diyor” gerçekten ne kadar doğru diye düşünüyorum:) Ve Azra bebişin kafasını görüyorum hem de kordon dolanmış olarak. Gözler açık cin gibi devamlı bakınıyor uzun yoldan geldi büyük macera atlattı kolay değil onun içinde. Dışarı çıkıyorum ve anneanne ye diyorum ki kızınızla gurur duymalısınız takdire şayan bir iş başardı muhteşem bir doğumdu…
Not: Evet baba da kordonu kesti:) The End…Mutlu Son…
Bebek Azra Akgün
3 Kasım 2011 saat 18:41
2870 gr. 48 cm.
Amerikan hastanesi normal doğum
Doktor Cengiz Alataş
Devamını oku»Doğum fotoğrafları Selim Gül
Selim Gül
2870 gr.
Florence Nightingale Metropolitan hastanesi
Acil sezeryan
Doğum fotoğrafçısı Özlem Turan
Devamını oku»Doğum fotoğrafçısı Özlem Turan Hürriyet yazarkafe röportajı!
Ünlü doğum fotoğrafçısı Özlem Turan ile gerçekleştirdiğimiz hoş sohbette bu işe nasıl başladığını ve işinin inceliklerini öğrendik.
– Bebek fotoğraflarını nasıl çekiyorsunuz?
Bebek, çocuk, aile fotoğrafları; tüm bu çekimler öncesinde, çekim sırasında ve sonrasında özel bir çalışma gerektiriyor.
Öncelikle çekimden önce ailenin yapısı, bebeğin cinsiyeti, karakteri, yaşı gibi bilgileri aileden alıyorum ve onlardan birkaç fotoğraf istiyorum. Böylece kafamda yaklaşık olarak neler çekeceğimi planlıyorum, bazen bunu kağıda da geçirip gittiğimde aile ile paylaşıyorum.
Fakat her ne kadar planlı olsam da, “hayat siz plan yaparken başınıza gelenlerdir” sözünde olduğu gibi en güzel, en duygu yüklü karelerimi en umulmadık, en beklenmedik, en doğal, en savunmasız anlarda yakaladığımı ve yakalayacağımı gayet iyi biliyorum.
Genelde bu çekimler 2-3 saat sürüyor ama ben fotoğraf çekmenin çok büyük bir kısmının anı bek-lemekten geçtiğine inanıyorum.
Hele de bebek, çocuk fotoğrafları çekiyorsanız onların mama saati, uyku saati tüm bunlara çok dikkat ederim.
Çekim saatini de hem doğal ışığa hem de bebeğin ve ailenin çekim için en uygun olduğu saate göre ayarlarım.
Doğal ışığı seviyorum ve stüdyo değil ailelerin evlerini tercih ediyorum. Bebeklerin ve ailelerin kendi evlerinde ve yüzlerine flaş patlamadığında daha doğal pozlar verdiklerine inanıyorum.
Yanımda mutlaka battaniyeler, tokalar, şapkalar götürüyorum, ayrıca bebeğin gardırobunda da beğendiğim kıyafetler ve detaylar olursa onları da kullanıyorum.
Çekim anında da mümkün olduğunca o ailenin en doğal anını yakalamaya çalışıyorum.
O yüzden benim farkımda olup poz verdikleri ilk karelerden sonra, beni unutup karakterlerini ve aralarındaki sevgiyi ortaya koydukları anlar çok değerli, çünkü ben gözümle görüyor gönlümle çekiyorum. Kalbim işte “o an” diyor ve deklanşöre basıyorum.
– Doğum fotoğrafları çekmeye nasıl karar verdin?
Fotoğrafla hep iç içeydim klişesine girmezsek, fotoğrafı hobiden işe çevirme kararını 2008′de çalıştığım şirket kapatılıp işsiz kalınca aldım ve oturup çok çok detaylı bir iş planı hazırladım. Sonrasında tüm çevreme haber saldım, doğum, aile, doğum günü, düğün, babyshower tüm özel günleri olan arkadaşlarımın, onların arka-daşlarının fotoğraflarını çekmeye başladım.
Zaten birini çektim ve sonrasında onların çevresinden hemen talepler geldi. Her şeyin benim tahminimden çok hızlı geliştiğini söylemeliyim.
Bu arada bir moda fotoğrafçısına asistanlık yapıyordum. Bir çekim sırasında bir doğum fotoğrafçısı ile tanıştım.
Kırılma noktalarından biri o gündür, biri de bir arkadaşım ve bebeğini fotoğrafladıktan sonra fotoğraflarımın fotoğrafçılar ve gözüne inandığım tasarımcılar tarafından çok beğenildiği gün. İşte benim “tamamdır” dediğim ve güvenimin geldiği an o andır.
– Doğum fotoğrafları çekerken nelere dikkat ediyorsunuz? Özellikle hangi anları kaçırmıyorsunuz?
Doğum çekerken heyecanlanmamak, duygulanmamak mümkün değil. Ben o duygu yoğunluğu sırasında gözümü vizörden ayırmayıp doğru anda deklanşöre basmayı tercih ediyorum, öyle şak şak devamlı deklanşöre basan bir fotoğrafçı değilim.
Tecrübenin de getirdiği bir planlı durum oluyor bir süre sonra tabi, ama bence o ilk doğdukları an, anne ile karşılaşma, babanın kucağındaki ilk anlar, baba, anne ile ilk bakışma paha biçilemez. Ve de tanıdık, eş dost, anneanne, babaanne, dedelerin bebekle karşılaştıklarında verdikleri ilk tepkiler, onları görünce ben de coşuyorum tabi:)
– Fotoğraf stilinizi anlatmanızı istesek nasıl tanımlarsınız?
Doğal, naif, modern, rafine. Anı dondurduğum ve fotoğrafa bakınca o anı yaşamışsınız gibi hissettiren fotoğraflar… Fotoğraflarımdan duygu geçip size o andaki duyguyu hissettirebiliyorsam benden mutlusu yok.
Zaten o an hemen yüzüme yansıyor bu ve bir çocuk tebessümü yerleşiyor yüzüme… Kafamda ben neyi çekiyorum sorusunun cevabını verebiliyorsam zaten o fotoğraf hem benim istediğim, çekmekten zevk aldığım fotoğraf oluyor hem de aileler mutlu oluyor. Yoksa benim fotoğraflarını çektiğim ailelerin evlerinde çok iyi SLR makineleri var ama iş sadece deklanşöre basmak değil; o anı hissedip, bekleyip doğru anda hem gözünüz hem kalbinizle onayladığınız anda basmak.
Fotoğraf çekmenin teknik bilgiye ve donanıma sahip olduktan sonra çok basit olduğunu, önemli olanın duyguyu yakalamak olduğunu her zaman dile getiriyorum. İyiliğe, iyi enerjiye, iyi düşünmeye, bebeklerin muhteşem pozitif ve bulaşıcı enerjisine ve tüm bu güzelliklerin çekimi etkilediğine inanıyorum.
– Aileler sence neden doğum için ayrı bir fotoğrafçı tutmalı?
O eşsiz anı yaşamak için tabi ki; yaşamak ve çekmek çok ayrı şeyler. En net kendi yeğenimin doğumunda yaşadım bunu. Normalde 500 fotoğraf çekiyorken 150 fotoğraf çekebildim ve bir ara makinemi bırakıp hüngür hüngür ağladım yeğenimin doğumunda. O anı yaşamak varken niye kendinizi olayın içinde değil de kamera arkasında tutmak isteyesiniz ki. Ayrıca daha anlatırsam sayfalar sürecek birçok neden var, ama bence ilk sebep o anı yaşamak, sonrasında normal ya da sezaryene bağlı olarak diğer sebepler sıralanır gider…
Bence fotoğrafçılığı iş olarak yapmak ayrı, hobi olarak yapmak çok ayrı şeyler. Ayrıca ameliyathane ortamı, ne zaman neyin olacağı, neye ne kadar izin verileceği, zamanlamalar, açıkçası çok detay var ayrı bir yazı konusu olabilecek.
– Sen de bir annesin, doğum anından etkileniyor musun ya da anne olmanızdan dolayı anne ile aranızda farklı bir etkileşim oluyor mu?
Evet kızım 2,5 yaşını geçti ve normal doğumla dünyaya geldi. Hem doğum ve annelik tecrübem hem işim dolayısıyla girdiğim doğumlar hem de takip ettiğim gruplar ve bloglar sayesinde artık bu konuda çok fazla bilgi sahibiyim.
Annelerin de bunu hissettikten sonra bana güvenleri bir kat daha artıyor ve daha keyifli, daha güzel çekimler ve arkadaşlıklar doğuyor. Ben zaten çekim anında çektiğim bebeği ve anneyi dünyanın en güzel bebeği, annesi olarak görüyor ve aşık oluyorum. Fotoğraflarımı o duygularla çekiyorum, sonra eve gelince aslında durumun böyle olmadığı anlıyorum. Bence zaten her şey iç güzellik.
Bir annenin gözünde o ışığı görüyorsam dünya duruyor benim için ve başlıyorum deklanşöre basmaya…
– Aileler sizi niye tercih ediyor ya da etmeli?
Aileler benim fotoğraflarıma bakıp “evet, işte bu”, “ben böyle doğum fotoğrafları istiyorum”, “benim doğum fotoğraflarımı Özlem Turan” çeksin diyorlarsa beni tercih etsinler, kalplerinin sesini dinlesinler.
Ben beni tercih eden ailelerin göz zevklerinin çok gelişmiş aileler olduklarını kesinlikle söyleyebilirim. Hem eski işim dolayısıyla reklam sektöründen aileler hem de görsellik gerektiren bir işi olmasa da gerçekten gözleri farklı gören aileler. Rafine, yalın, doğal fotoğraf seven kişiler beni tercih ediyor bence.
– Ya işin duygusal boyutu?
Çok çok yoğun, çünkü her ailenin en önemli gününde onlarlasınız, duygusal olarak etkilenmemeniz mümkün değil, hele benim gibi antenleri açık biriyseniz… Bu, hatta bazen bende fazla yüklenmeye bile sebep oluyor. Çok yoğun duygu yüklü çekimlerden sonra sadece biraz uyuyup kendimi tekrar şarj edip kendime gelebiliyorum, fiziksel olarak da çok kondisyon gerektirdiğini söyleyebilirim, özellikle benim gibi çekim sırasında farklı açılar bulmak için devamlı bir yerde bir gökteyseniz.
Doğum fotoğrafları Kerem Önbulak
Kerem Önbulak doğum fotoğrafları
Gayrettepe Florence Nightingale hastanesi
20 Eylül 2011 saat:8:40
3210 gr. 49 cm.
Doktor: Bülent Faka
Devamını oku»Doğum fotoğrafları Çağla Uysal
Çağla Uysal doğum belgeseli
Acıbadem Kadıköy hastanesi
3595 gr. 50 cm.
Doktor Arkun Hanlıoğlu
Devamını oku»Doğum fotoğrafları Lea Erdavityan
Lea Erdavityan
Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi
25 Temmuz 2011 saat 3:15
3160 gr. 46,5 cm.
Doktor Arzu Çağdaş
Devamını oku»
SON YORUMLAR